20 Aralık 2015 Pazar

Bütün Erkekler Aynı Şeyi İster

  • ·        Bütün erkekler aynı şeyi ister: Haklı çıkmak. 
  •      Erkekler bir şey anlattıklarında sadece keyiflerinden ve canları istediği için değil, belli bir nedenden kalkınarak konuşurlar ve sonra da kendilerini haklı çıkartacak bir şeyler söylerler.
  • ·        Kravat Vikinglerden kalma bir mirastır. Vikingler savaş tutsaklarının boyunlarına  bir ip bağlamaya zorlayarak aşağılarlarmış. (Bir rivayet  de Hırvatlar der)
  • ·        Laboratuvar farelerine küçük numaralar yaptırarak karşılığında yem veren psikologlar insanların ödüllendirme yoluyla öğrendiğini saptadılar. Eğer bir erkek her karnabahar pişirdiğinde karısını överse, karısının en sevdiği yemeği onun için bir kez daha pişirme olasılığı artar.
  • ·        Sık ve şiddetli şekilde öfke gösteren erkek güçsüzdür.
  • ·        Kadınlar öfkelenmezler, kadınlar mızmızlanırlar JJ
  • ·        Erkekler kavgayı kaldıramazlar. Sürtüşmek onlara daha ilginç gelir.
  • ·        Erkekler korkularını asla itiraf edemezler.
  • ·        Gelelim bıyıklara erkekler niçin yüzlerinin o en hassas kısmında hindistan cevizi lifinden bir paspas taşımak isterler :):)

           Eveeet yukardaki cümleler Yvonne Kroonenberg’in ‘’ Bütün erkekler aynı şeyi             ister ‘’(Alle mannen willen maar een ding) adlı kitabından seçmece bazı           cümlelerdi.
     İlk olarak Kroonenberg şeklindeki soyadı bana doğrudan İskandinav yahut kuzey-barı avrupayı çağrıştırmıştı. Kitabın ismi belki şüpheliydi ama bu coğrafi tespitin bana söyledikleri ‘’Bu adamların yaşam stilleri üzerine denemelerini ve pratiklerini takdir ediyorum’’ şeklindeydi. Tabi hepsi değil. (Ailecek üryan şekilde saunaya girmek gibi). Lakin başka birçok noktadan bana bir Amerikan yazardan daha fazla yakın gelir bu adamlar. Kendileri soğuk ama içince veya ‘’Excuse me, Can you …’’şeklinde bir başlangıç yapınca açılıverirler. İzlenesi kimselerdir.

     Her neyse mezkur yazarın Hollanda’lı olduğunu öğrenince (ki kitapta sık sık Haarlem, Amsterdam gibi şehirler veya Kees, Eefje, gibi isimler geçiyor) bir Dakka aga orda bi dur dedim. Çünkü Allah’ın yarattığı iki cinsten biri olan erkekler hakkında bir deneme okuyacaktım ve sosyal tespitler yavaş yavaş beynime,  kalbime girecekti. 

Orada bi dur dememin sebebi ise Hollanda’daki aile hayatına dair okuduklarım, gördüklerim ve bildiklerimdir. Misal Amsterdam’da gayrimeşru klüplerin yerli sanayi ve o şehrin meşhur ögesi olduğunu öğrenince xxx sembolü olmayan bir hediyelik anahtarlık bile alamayacağımı da anlamış olduğumu hatırlarım(Amsterdam’da).  Zaten yazar da kitabın bazı bölümlerinde tamamen kedin fantezilerini dökmüş ortaya (misal aldatmak evliliği monotonluktan çıkarır, bir heyecan katar.. gibi) bu nevi şeyler belki çok göze battığından fark edilebilir ama ya fark edemeden kabul ettiklerimiz. Burada ehl-i sünnete mutabık yayınevlerinde samimi şekilde çalışan ve ümmet-i Muhammed’e bu minvalde eserler hazırlamaya çalışanların önemi gün yüzüne çıkıyor.





  

     Halbuki bu gibi sosyal tespitler sadece özgürlükçü düşünceden hareket edilerek elde edilemez. Misal hemcins evliliklerinde sadece yasaklar ve serbestiler gelenek ve modernite değil; toplumsal yaşam, fıtrat yaratılış biyoloji ve sosyoloji de düşünülmelidir. Ve hatta tarih bile. Ama Darwin amcanın biyolojisi değil Allah-ü Teala’nın biyolojisi.

     Mevzuya geri dönelim dersek; kitapta bu hanım kendi hayatına giren erkeklerden hareketle erkeklere dair bir denemeler yapmış. Son derece rahat bir tavır görülüyor kitapta. Tekrar bakacağım türden değildi maalesef. Hoş beklentim de bu yönde değildi ya. Daha çok sallanan sandalyesinde otururken aklına gelip ‘’ Dur ya şunları bi yazayım’’ demiş gibiJ
     Yine de emektir. Teşekkürler bayan Kroonenberg. Hayat tecrübelerinizi bizimle paylaştığınız için.
     Haa unutmadan yazarın dili sağlammış. Cümleleri benim diyen dilci ögelerine ayıramaz. (Zorlanır). Burada biz tabi tercümanı tebrik ediyoruz. 

Bu tarz yazarların (özgürlükçü, serbest düşünceli, aklına eseni yazan, söylenemeyeni söylediği için kendini değerli sayan vs.) değişik örnekleri bizim memleketimizde de vardır. Kendi söylediklerinin çok derin araştırmalar neticesinde geliştirildiğini düşünürlerken, sizinkilere ‘’sadece kendi ekseninde tespitler’’ diye laf atarlar.